Yardımcı Yan Menu
Sosyal Eklentiler

Some ile ilgili 30 tane cümle ve türkçe anlamları

  • yönetim
  • | 20.10.2021 11:03
  • | Some ile örnek cümle

Some ile ilgili soru cümleleri

Would you like some coffee? (Biraz kahve ister misin?)

Would you like some toast? (Biraz tost ister misin?)

Do you want some honey? (Biraz bal ister misin?)

Can I have some coffee, please? (Biraz kahve alabilir miyim lütfen?)

Would you like some more milk? (Biraz daha süt ister misin?)

Some ile ilgili olumlu cümleler

I'd like some cornflakes, please. (Biraz mısır gevreği istiyorum, lütfen.)

There is some milk in the fridge. (Buzdolabında biraz süt var.)

We need some eggs to bake a cake. (Kek yapmak için biraz yumurtaya ihtiyacımız var.)

Oh, yeah, there is some orange juice left. (Oh, evet, biraz portakal suyu kaldı.)

I'd like a roll and some tea, please. (Dürüm ve biraz çay istiyorum, lütfen.)

Please, buy some oranges. (Lütfen biraz portakal al.)

Please, get some bread from the baker's. (Lütfen, fırıncıdan biraz ekmek al.)

There is some water in the basin. (Leğende biraz su var.)

She invites some boys and girls from her class. (Bazı erkekleri ve kızları sınıfından davet ediyor.)

Dad, I've got some letters for you. (Baba, senin için bazı mektuplarım var.)

We watch TV on some evenings. (Bazı akşamlar televizyon izliyoruz.)

I need some paper. I want to cut out some paper animals. (Biraz kağıda ihtiyacım var. Biraz kağıttan hayvanlar kesmek istiyorum.)

Let's get some grapes and some cheese for dinner. (Akşam yemeği için biraz üzüm ve peynir alalım.)

There are some flies in the milk bottle. (Süt şişesinin içinde biraz sinek var.)

I need some money to buy an English book. (İngilizce bir kitap satın almak için biraz paraya ihtiyacım var.)

Tom wants to have some sugar for his coffee. (Tom kahvesi için biraz şeker almak istiyor.)

Please, bring me some flowers from the garden. (Lütfen, bana bahçeden biraz çiçek getir.)

I'd like an egg, a roll and some apple juice, please. (Yumurta, ekmek ve biraz elma suyu rica ediyorum.)

There's some money on the kitchen table. Take it! (Mutfak masasında biraz para var. Al onu!)

Mum, I need some new trousers. (Anne, yeni pantolonlara ihtiyacım var.)

Ahhh, there's some perfume in the air. (Ahhh, havada biraz parfüm kokusu var.)

Their garden is like a park with some beautiful, old trees. (Bahçeleri bazı güzel, yaşlı ağaçların bulunduğu bir park gibidir.)

There's some water on the floor. Don't slip! (Yerde biraz su var. Kayma!)

Put some jam on your bread. (Ekmeğinize biraz reçel sürün.)

We need some postcards and some stamps. (Biraz kartpostallara ve pullara ihtiyacımız var.)

Fred needs some new shoes. His old ones are too small. (Fred'in yeni ayakkabılara ihtiyacı var. Eskileri çok küçük.)

Bu konulara da göz atın

Bilgisayarsız Kodlama

Sitemize içerik eklemek ister misiniz ?