Kelime |
Gerçek Anlam |
Mecaz Anlam |
yıkılmak |
17 Ağustos depreminde İstanbul'da birçok bina yıkıldı. |
Fatma bugün aldığı haberle yıkıldı. |
ağır |
Okul çantası ağır olduğundan taşıyamadı. |
Öğretmen öyküyü ağır ağır okudu. |
ince |
Karpuzu ince ince doğradı. |
Bu konularda ince bir zekası vardı. |
keskin |
Marketten aldığım bıçak çok keskin. |
Bu çocuğun çok keskin bir zekası var. |
acı |
Pazarda satılan biberler çok acıydı. |
Sokakta dilenen çocuğa annem çok acıdı. |
kuru |
Kayısı kurusunu çok severim. |
Kuru inadından vazgeç. |
yumuşak |
Yumuşak yastıkta uyumayı severim. |
Ayşe'nin yumuşak bir kalbi vardı. |
karanlık |
Sokağın aydınlatması çalışmadığı için çok karanlıktı. |
Yaşadığımız karanlık günler geride kaldı. |