Yardımcı Yan Menu
Sosyal Eklentiler
İnatçı böbrek taşları nasıl önlenebilir ?

İnatçı böbrek taşları nasıl önlenebilir ?

  • yönetim
  • | 07.11.2019 15:14
  • | böbrek taşı, inatçı böbrek taşı tedavisi

Böbrek taşı nedir, nerede oluşur, çeşitleri var mı?

Yiyeceklerde bulunan bazı mineraller böbreklerden atılırken belli bir çözünürlükte denge halinde bulunuyorlar. Ancak çeşitli nedenlerle kristallerin çözünürlüğünün azalması ve birikmesine bağlı olarak böbrek içinde yer alan odacık benzeri toplayıcı sistemlerde kristaller çökeliyor ve taş oluşuyor. Taşların yaklaşık yüzde 80’ini kalsiyum oksalat taşları oluşturuyor. Bunun dışında enfeksiyona bağlı taşlar ile ürik asit taşları, sistin taşları ve kalsiyum fosfat taşları da görülüyor.

Nedenleri ve belirtileri neler?

Taş oluşumunda, özellikle beslenmeye bağlı faktörler önem taşıyor. Bunların en önemlisi de yeterli miktarda sıvı tüketilmemesi. Beslenme alışkanlığında yüksek hayvansal protein alımı, sodyum tüketiminin yüksek olması, rafine şekerlerin çok kullanılması, kahve ya da kakao tarzı gıdaların çok tüketilmesi de nedenler arasında sayılabiliyor. İdrar yolu enfeksiyonu, böbrekteki yapısal bozukluklar, bazı ilaçlar ve genetik faktörler de taş oluşumunda etkili oluyor. Böbrek taşı olan hastalarda en sık gördüğümüz belirti ise ağrı.

Bazı hastalarda ağrı fark edilmeyecek kadar hafif düzeydeyken, bazılarında son derece şiddetli olabiliyor. Sıklıkla aralıklı gelip giden bir ağrı şeklinde görülüyor. Hastalar ağrıyı "yan ağrısı" ya da "böğür ağrısı" olarak tarif ediyor. Ayrıca sık idrara çıkma isteği, idrarda kanama, bulantı veya kusma da görülebiliyor. Bazı hastalarda böbrek taşına bağlı şikayet yokken, başka amaçla yapılan tetkikler sonucunda da tesadüfen böbrek taşı saptanabiliyor.

Tanı koymada kullanılan araç ve yöntemler hakkında bilgi verir misiniz?

Hastanın öyküsü tanı koymada en önemli yardımcımız. Bu öyküyü desteklemek amacıyla yapılan muayene ile böbrek taşından şüphelenilen hastalara üriner sistem grafisi ve ultrasonografi yapılıyor. Bu iki tetkik birlikte kullanıldığında böbrek taşlarının neredeyse tamamına yakını tespit ediliyor. Taşa bağlı olarak zaman zaman görülen idrar yolu enfeksiyonları veya idrarda kanamanın tespiti için idrar analizi yapılıyor.

Nadiren çok küçük taşların tespiti veya ameliyat planlanan hastalarda böbrek anatomisinin görülebilmesi amacıyla kontrastsız Bilgisayarlı Tomografi (BT) çekiliyor. BT, ultrasonografiye kıyasla daha kesin sonuç veriyor.

Tedavi süreci nasıl planlanıyor? Uygulanacak yöntemler neye göre belirleniyor?

Yapılan tetkikler ile böbrek taşı tanısı konulduktan sonra tedavi planlamasında en önemli faktörler taşın büyüklüğü ve böbrek içindeki yerleşimi oluyor. Böbrek taşının boyutu büyüdükçe hastanın taşı kendiliğinden düşürme şansı azalıyor. Ayrıca böbrek toplayıcı sistemlerinde, üst kısımda yerleşen taşların düşme İhtimali alt kısımda yerleşenlere oranla daha fazla oluyor. Hastanın taşa bağlı olan ağrısının şiddeti, taşın böbrekte şişmeye sebep olması veya olmaması ve böbrek fonksiyonlarını bozup bozmamasına göre tedavi şekli belirleniyor. Bu aşamada hastaya tüm seçeneklerin avantajları ve dezavantajlarıyla anlatılması, böylece hasta için en uygun yöntemin belirlenmesi önem taşıyor.

Böbrek taşını bir kez tedavi ettirmek sorunun kalıcı çözümü anlamına geliyor mu?

Böbrek taşını bir kez tedavi ettirmek ne yazık ki tüm hastalarda sorunun kalıcı çözümü olmuyor. Geçmişte taş hastalığı olanlarda, ilerleyen yıllarda yeniden böbrek taşı gelişme riski, hiç böbrek taşı olmayan kişilere göre daha yüksek görülüyor. Özellikle daha önce kalsiyum taşı veya kalıtsal yatkınlığı olanlarda, böbreklerinde yapısal anomalisi bulunan hastalar ile metabolik bozukluğa bağlı taş öyküsü gelişen kişilerde risk daha da artıyor.

İnatçı böbrek taşı nedir? Hangi durumlarda rahatsızlık, bu adla anılıyor?

İnatçı böbrek taşı sık tekrarlayan taş hastalığı anlamında kullanılıyor. Böbrek taşı hastalığı medikal ya da cerrahi yolla tedavi edilen bir kişinin yeniden bu hastalığa yakalanma riski, hiç taşı olmayan kişiye göre çok daha yüksek seyrediyor. Bu risk yılda ortalama yüzde 5 - 10 oranında görülüyor. Başka bir deyişle bir kez böbrek taşı olan ve tam anlamıyla tedavi olan bir insanın beş yıl sonra yeniden böbrek taşı olması ihtimali yüzde 40-50! Beraberinde yapısal anomalisi olan, metabolik hastalığı veya kalıtsal faktörleri bulunan hastalarda bu risk daha fazla artıyor. Yeni taş oluşumu kısa sürede gerçekleşiyor. Oldukça kısa sürelerde yeni taş gelişimi olan bu hastalarda, inatçı taş hastalığından söz edilebiliyor.

İnatçı böbrek taşlarına çözüm için nasıl bir tedavi uygulanıyor? Diğer böbrek taşlarının tedavisinden farklı olarak neler yapmak gerekiyor?

Sık tekrarlayan böbrek taşlarında özellikle altta yatan neden bulunmaya çalışılıyor. Bunun için özellikle detaylı laboratuvar testleri yapılması, kanda kalsiyum, magnezyum, fosfor, ürik asit, D vitamini ve parathormon düzeylerine bakılması gerekiyor. Hastanın idrar pH’sının, idrarda sistin, ürik asit, oksalat düzeylerinin mutlaka incelenmesi ve altta yatabilecek metabolik ya da hormonal bir neden tespit edilirse tedavinin buna göre belirlenmesi önem taşıyor. Böbrekte veya üriner sistemde var olabilecek yapısal anomali, radyolojik tetkikler ile detaylıca araştırılıyor, gerekirse cerrahi yöntemlerle düzeltllebiliyor. İnatçı böbrek taşlarında taşın cinsine göre ilaç tedavisi seçilebiliyor. Kalsiyum taşları ile ürik asit taşlarının tedavisinde seçilebilecek tedaviler farklılık gösteriyor. Ancak hangi tedavi verilirse verilsin, temel amaç idrardaki kristallerin çözünürlüğünü artırmak ve çökelmesinin önüne geçmek oluyor.

ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPMALI?

inatçı böbrek taşları

  • Tedavinin olmazsa olmazı bol sıvı alımı. Sıvı alımı özellikle sıcak iklimlerde yaşayan veya çalıştığı iş dolayısı ile sıcağa maruz kalanlarda artırılmalı.
  • Beslenme alışkanlıkları düzenlenmeli. Özellikle hayvansal gıdalardaki proteinlerin taş oluşumunu artırdığı ve diyetteki protein aliminin kısıtlanması gerektiği unutulmamalı. Günlük kalsiyum ve sodyum alımı belirli miktarları geçmemeli.
  • Limonata ve portakal suyunda bulunan sitrat molekülünün taş oluşumunu azalttığı ve belirli aralıklarla tüketilmesi gerektiği unutulmamalı. Ancak çok fazla C vitamini tüketilmesi de taş oluşumunu artırabileceği için bu içecekler belirli miktarlarda tüketilmeli.
  • Oksalat molekülü içeren özellikle kakao ve çikolata içeren gıdaların taş oluşumunu artırabildiği dikkate alınmalı. Beslenme düzeninde bu tarz gıdalara çok az yer verilmeli.

Bu konulara da göz atın

Bilgisayarsız Kodlama

Sitemize içerik eklemek ister misiniz ?