Olumlu – olumsuz cümle: Bir cümlede anlamca iyi giden bir durum anlatılmışsa olumlu, kötü giden bir durum anlatılmışsa olumsuz cümledir.
Örnek
Bu ara satışlar çok güzel. (olumlu)
Derslerden hep yüksek not alıyor. (olumlu)
Yarın, bugünden iyi mi olacak sanki? (olumsuz)
Uzun zamandır bir iş bulamadı. (olumsuz)
Neden – sonuç cümlesi: Yargının belli bir gerekçeye bağlanarak bildirildiği cümlelere neden-sonuç cümlesi denir. Bu cümlelerde eylemin hangi nedenden dolayı yapıldığı belirtilir. Bu tür yargıları bulmak için cümleye “Niçin” sorusu sorulabilir.
Örnek
Dün hasta olduğu için okula gidememiş.
İlaç bulamadığı için baş ağrısından duramadı.
Koşul (şart) cümlesi: Bir eylemin ya da durumun gerçekleşebilmesini bir koşula bağlayan cümlelere koşul cümlesi denir.
Örnek
Hava güzel olursa pikniğe gideceğiz.
Bu kitabı alırsan ben de okurum.
Tanım cümlesi: Bir varlığın belirgin özelliklerini vererek ne olduğunu anlatan cümlelere tanım cümlesi denir.
Örnek
Kelime, anlamlı ses birliklerinin oluşturduğu yapıdır.
İsimlerin yerine kullanılan sözcüklere zamir denir.
Karşılaştırma cümlesi: İki farklı nesneyi, durumu, düşünceyi ya da kavramı özellikleri yönünden kıyaslamaya karşılaştırma denir. Karşılaştırmada karşılaştırılanlardan birinin diğerlerinden daha iyi, daha kötü ya da aynı seviyede olduğu belirtilir.
Örnek
Bu şehir eskiden çok daha güzeldi.
Ben kitap okumayı, televizyon izlemekten çok severim.
Ön yargı cümlesi: Bir durum, olay veya kişiyle ilgili önceden edinilen olumlu ya da olumsuz düşüncelere ön yargı denir. Sonuçla ilgili önceden karar verme de denebilir ön yargıya.
Örnek
Bu kitabı eminim hiçbir okuyucu beğenmeyecek.
Sen bu zor sınavı asla kazanamazsın.
Varsayım cümlesi: Bir durumu, bir olayı geçici olarak olmuş veya olacak saymaya varsayım denir. Varsayımda sonuçlar üzerinde düşünmek için geçici bir kabul ediş söz konusudur. Varsayım cümlelerinde “tut ki, farz et, diyelim, kabul edelim, varsayalım” gibi ifadelerden yararlanılır.
Örnek
Diyelim ki bu sene havalar çok soğuk geçti.
Tut ki bu maçta kırmızı kart gördün.
Öneri cümlesi: Herhangi bir olay ya da durumla ilgili teklif getirmeye öneri denir. Önerilerde konuyla ilgili bir eksikliğin giderilmesi ve hedefe ulaşılması görüş bildirme söz konusudur.
Örnek
Sabahları biraz yürüyüş yapmanız sağlığınız açısından çok yararlı olur.
Havalar soğudu, üzerine daha kalın şeyler giymelisin.
Uyarı cümlesi: Herhangi bir durum, sorun veya olay üzerine dikkat çekmeye hatırlatmaya uyarı denir. Uyarıda herhangi bir konu ya da sorun üzerine önceden ilgi çekme, kişileri ikaz etme söz konusudur.
Örnek
Az ileride büyük bir kaza olmuş, çok dikkatli ilerleyin.
Arkadaşlar biraz sessiz olursanız derse başlayacağım.
Yakınma cümlesi: Bir kişi, olay ya da durumdan şikayet etmeye yakınma denir.
Örnek
Bir gün de odanı düzenli bıraksan ne olur?
Çöplerimizi sağa sola atmaktan bir türlü vazgeçmedik.
Endişe (kaygı) cümlesi: Bir iş, olay ya durumun olumsuz sonuçlanabileceğini düşünmeye ve bundan dolayı endişe etmeye kaygı denir.
Örnek
Çocuklar niçin bu kadar geç kaldılar acaba?
Ya bu sınavda da geçer not alamazsam!
Pişmanlık cümlesi: Daha önce yaptığı olumsuz bir davranıştan ya da işten dolayı pişmanlık duymak ve üzülmektir.
Örnek
Keşke sizin sözünüzü tutup da derslerime çalışsaydım!
Böyle olacağını bilseydim size bu mektubu yazmazdım.
Beğenme (takdir etme) cümlesi: Bir kişinin, olayın ya da durumun iyi bulunması ve bunun sonucunda takdir edilmesidir.
Örnek
Öğrenci dediğin senin gibi tertipli, planlı olmalı.
Annemin nefis yemekleri mis gibi kokuyor.
Benzetme cümlesi: Bir varlık ile başka bir varlığın özellikleri arasında BENZERLİK kurmaya benzetme denir. Benzetme edatı olarak “gibi” den başka “kadar, sanki, güya, nitekim, meğer ki, misal, andırmak… ” sözcükler de kullanılabilir.
Örnek
İnci gibi beyaz dişlerin var.
Gözlerim çalışmaktan kan çanağına döndü.
Abartı cümlesi: Abartılı cümleler insanları güldürmek, eğlendirmek ya da bir konuya dikkat çekmek için kullanılır. Gerçekleştirilemeyecek, imkansız ifadelere abartılı ifadeler denir.
Örnek
Bir fırın ekmek yedi yine de doymadı.
Çocuğun bağırışı uzaydan bile duyuldu.